ARIK’TAN “TÜRKÇE ÖLDÜ” DİYEN BAKAN YARDIMCISINA TEPKİ

Dünya Anadil Günü nedeniyle TBMM’de gündem dışı söz alan CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, “Dil, bir milleti ayakta tutan, onun varlığını ve devamlılığını sağlayan, millî şuuru besleyen, bir millete mensup olma hazzı veren en temel değerdir. Milletin varlığı, dilin varlığıyla mümkündür. Dilin bu özelliğidir ki Atatürk'ün ‘Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına Türk milleti denir. Türk milleti demek, Türk dili demektir. Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.’ sözlerinde ifade bulmuştur.Bir milletin dili bozulursa kültürü de sanatı da ahlakı da bozulur. Onun için, bir milleti içten yıkma yöntemine önce dilden başlanır. Onun için, dil üzerinde oynanan oyunlara karşı her zaman uyanık olmak gerekir.” dedi. 
Türkçenin 8 bin 500 yıldır yaşayan bir dil olduğunu belirten Arık, Türkçe’nin Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından 1277 yılında resmi dil ilan edilmesinden 745 yıl sonra bir Milli Eğitim Bakan Yardımcısının “Türkçe öldü” diyebildiğini belirterek, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “TÜRGEV, Ensar, İlim Yayma Cemiyeti referanslarıyla Bakan Yardımcılığına getirilen bu şahıs "Öğrenciler, öğretmenleriyle ancak Arapça diyalog kuracaktır. Öğrenci, teneffüslerde öğretmeniyle ancak Arapça konuşabilir, ya konuşur ya da yanında tercüman getirir." diyerek 952 okulda 675 bin öğrenciye Türkçeyi yasaklamaya kalkmıştır. Eseriyle övünen bu zat: ‘Türkçe konuşmanın yasak olmasıyla öğrencilerim mecbur kaldıkları için ister istemez Arapça konuşmaya başladılar, rüyalarında dahi Arapça konuşanlar oldu.’ diyor. Ey Bakan Yardımcısı, insanlar rüyalarını ana dillerinde görürler. ‘Türkçe öldü.’ diyorsun ya, Türkçe ölürse Türkiye ölür. Türkçe sen misin ki ölsün; ölen senin millî ruhun. Burası Türkiye, dumanı tüten tek Yörük çadırı kalsa da biz Türkçe konuşacağız. Bu dil sekiz bin beş yüz yıl nasıl yaşadıysa sonsuza kadar da öyle yaşayacaktır. 
Türkiye genelinde şubeleri bulunan, Evladı Resul İlim ve İrfan isimli derneğin kurucusu olan zat, çocuklara Türkçe isim verilmesine karşı çıkıyor, çocukların tarikatlara teslim edilmesini istiyor. Sözde şeyh, bu yoz ‘Kaya, Yağmur gibi Türkçe ismi olanlar cehennemden en son çıkacaklar; çocuklarınıza Türkçe isim koymayın, çocuklarınızı tarikata teslim edin, arkasını aramayın.’ diyor. Burası Türkiye, burada Arap milliyetçiliği, Baasçılık yapamazsınız. Ey yerli ve millî iktidar, Türkiye'ye, Türk ismine düşman olanlara karşı ne yaptınız, ne yapıyorsunuz? Ne yaptıklarını ben söyleyeyim: Çocuklarımıza ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım.’ demeyi yasaklıyorlar. ‘Ne mutlu Türküm diyene’ demek yasak ama yobazlığın her türlüsü serbest…
Şimdi, benim bir çift sözüm de ‘AKP Genel Başkanının evinin önünde andımızı okutacağız.’ diyenlere: ‘Türkçe öldü.’ diyorlar, neredesiniz? ‘Türkçe öldü.’ diyorlar, niçin sesiniz çıkmıyor? Bu teslimiyetinizin sebebi nedir sayın milletvekilleri? Anadolu'daki, daha da önemlisi, yeryüzündeki tüm ana diller kıymetlidir, değerlidir. Nelson Mandela "Bir adamla anladığı bir dilde konuşursanız bu onun aklına ulaşmanıza izin verir, onunla ana dilinde konuşursan bu onun kalbine kadar ulaşır." diyor. Tevfik Esenç ‘Bir rüya gördüm, anlatsam da anlamazsınız.’ diyor. Hiç kimsenin insanların rüyalarının çocukları ve torunları tarafından anlaşılmasını engellemeye hakkı yoktur çünkü insanlar ana dillerinde rüya görürler. Benim isyanım bu iktidarın Türkçeye olan düşmanlığına, Arap seviciliğine ama hiç kimse endişe etmesin, Türkçe hep yaşayacak.
‘Yürü bre Hızır Paşa,
Senin de çarkın kırılır.
Güvendiğin padişahın,
O da bir gün devrilir.’ diyen Pir Sultan'ı;
‘Belimizde kılıcımız Kirmani,
Taşı deler mızrağımın temreni,
Hakkımızda devlet etmiş fermanı,
Ferman padişahın, dağlar bizimdir.’ diyen Dadaloğlu'nu yok etmeyi hiç kimse başaramamıştır çünkü Türkçe Yunus Emre'dir, Karacaoğlan'dır, Pir Sultan'dır, Dadaloğlu'dur çünkü Türkçe ‘Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Türkçe dün vardı, bugün de var, yarın da var olacaktır.